İSRAİL’İN İRAN’A HAVA SALDIRISI VE TÜRKİYE’NİN KIRILGAN DURAĞI
Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2025 11:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 11:18
Orta Doğu’da tansiyon yeniden yükseldi. İsrail, İran’a karşı çok kritik bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Operasyonun hedefleri arasında İran’ın nükleer tesisleri de vardı ancak şimdilik bu kritik noktalar doğrudan zarar görmese de hiç beklemedikleri yerden darbe aldılar İsrail, İran’ın askeri altyapısına ve üst düzey komutanlarına ağır darbeler indirdi. Bu saldırıda, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami gibi isimlerin hayatını kaybetmesi, krizin ciddiyetini gözler önüne serdi. İran’ın geliyorum diyen tehlikeyi görmezden gelmesi birçok komutanı ve bilim insanını kaybetmesine yol açtı.
Bu gece yaşananlar, sadece iki ülke arasında atılmış bir adım değil; bölgeyi ve dünyayı sarsacak büyük bir depremin habercisi. İsrail’in bu cesur gibi görülen fakat esas hedefi Netanyahu'yu kurtarma projesi olan tehlikeli hamlesi, İran’dan kaçınılmaz bir misillemeye yol açabilir ve ateş tüm Orta Doğu’ya yayılabilir. Hizbullah, Hamas ve İran destekli milislerin sahaya inmesi, yangının kontrolsüz bir şekilde büyümesi anlamına gelir.
Dünya, özellikle enerji piyasaları bu gelişmelere çok duyarlı. Hürmüz Boğazı’ndaki belirsizlik ise petrol fiyatlarında sert yükselişleri kaçınılmaz kılıyor. Şimdiden ekonomi piyasaları alt üst oldu, petrol fiyatları yükselişe geçti.
Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler, bu fırtınadan en ağır darbeyi alacaklar. Enflasyonun, hayat pahalılığının daha da derinleşeceği bir dönem kapıda.
Türkiye’nin içinde bulunduğu konum ise tam anlamıyla bir kırılganlık tablosu. Hem İran ile hem İsrail ile dengede yürümeye çalışan ülkemiz, bu krizle birlikte zor bir manevra yapmak zorunda kalacak. Sınırlarımızdaki güvenlik tehditleri artarken, mülteci baskısı büyüyecek; iç politikada ise gerilim ve kutuplaşma had safhaya ulaşabilir.
Bugün; 13 Haziran 2025, gecenin karanlığında Orta Doğu’da yeni bir sayfa açıldı. Ve biz, bu sayfanın ne kadar kanlı, ne kadar uzun olacağını henüz bilmiyoruz. Ancak biliyoruz ki, Türkiye soğukkanlılığını koruyarak, akıl ve stratejiyle hareket etmek zorunda.
Dünya bu kırılgan eşikte gözlerini Orta Doğu’dan ayırmıyor. Biz ise bu fırtınada ayakta kalmak, sınırlarımızda huzuru korumak için büyük bir sınav veriyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derya Özaba
İSRAİL’İN İRAN’A HAVA SALDIRISI VE TÜRKİYE’NİN KIRILGAN DURAĞI
Orta Doğu’da tansiyon yeniden yükseldi. İsrail, İran’a karşı çok kritik bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Operasyonun hedefleri arasında İran’ın nükleer tesisleri de vardı ancak şimdilik bu kritik noktalar doğrudan zarar görmese de hiç beklemedikleri yerden darbe aldılar İsrail, İran’ın askeri altyapısına ve üst düzey komutanlarına ağır darbeler indirdi. Bu saldırıda, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami gibi isimlerin hayatını kaybetmesi, krizin ciddiyetini gözler önüne serdi. İran’ın geliyorum diyen tehlikeyi görmezden gelmesi birçok komutanı ve bilim insanını kaybetmesine yol açtı.
Bu gece yaşananlar, sadece iki ülke arasında atılmış bir adım değil; bölgeyi ve dünyayı sarsacak büyük bir depremin habercisi. İsrail’in bu cesur gibi görülen fakat esas hedefi Netanyahu'yu kurtarma projesi olan tehlikeli hamlesi, İran’dan kaçınılmaz bir misillemeye yol açabilir ve ateş tüm Orta Doğu’ya yayılabilir. Hizbullah, Hamas ve İran destekli milislerin sahaya inmesi, yangının kontrolsüz bir şekilde büyümesi anlamına gelir.
Dünya, özellikle enerji piyasaları bu gelişmelere çok duyarlı. Hürmüz Boğazı’ndaki belirsizlik ise petrol fiyatlarında sert yükselişleri kaçınılmaz kılıyor. Şimdiden ekonomi piyasaları alt üst oldu, petrol fiyatları yükselişe geçti.
Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler, bu fırtınadan en ağır darbeyi alacaklar. Enflasyonun, hayat pahalılığının daha da derinleşeceği bir dönem kapıda.
Türkiye’nin içinde bulunduğu konum ise tam anlamıyla bir kırılganlık tablosu. Hem İran ile hem İsrail ile dengede yürümeye çalışan ülkemiz, bu krizle birlikte zor bir manevra yapmak zorunda kalacak. Sınırlarımızdaki güvenlik tehditleri artarken, mülteci baskısı büyüyecek; iç politikada ise gerilim ve kutuplaşma had safhaya ulaşabilir.
Bugün; 13 Haziran 2025, gecenin karanlığında Orta Doğu’da yeni bir sayfa açıldı. Ve biz, bu sayfanın ne kadar kanlı, ne kadar uzun olacağını henüz bilmiyoruz. Ancak biliyoruz ki, Türkiye soğukkanlılığını koruyarak, akıl ve stratejiyle hareket etmek zorunda.
Dünya bu kırılgan eşikte gözlerini Orta Doğu’dan ayırmıyor. Biz ise bu fırtınada ayakta kalmak, sınırlarımızda huzuru korumak için büyük bir sınav veriyoruz.
Derya Özaba
Komşu Köyün Delisi