10 EKİM DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ: ANTİDEPRESAN KULLANIMI SON 10 YILDA İKİ KATINA ÇIKTI
10 EKİM DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ: ANTİDEPRESAN KULLANIMI SON 10 YILDA İKİ KATINA ÇIKTI
10 Ekim, tüm dünyada Ruh Sağlığı Günü olarak anılıyor. Bu gün, bireylerin ruh sağlığına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Pandemi sonrası dönem, ruh sağlığı sorunlarının görünürlüğünü artırırken, antidepresan kullanımında da ciddi bir artış yaşandı.
Haber Giriş Tarihi: 30.10.2025 17:45
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2025 17:47
Kaynak:
Viral Haber
İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, Türkiye’de antidepresan kullanımının son 10 yılda neredeyse iki katına çıktığını belirterek, bugün her 100 kişiden 6’sının antidepresan kullandığını açıkladı. Prof. Dr. Şalcıoğlu, bu artışın toplumun kolektif olarak yaşadığı zorlanmayı yansıttığını söyledi.
KADINLAR ÖNE ÇIKIYOR
Antidepresan kullanımında kadınlar önde yer alıyor. Reçetelerin yaklaşık yüzde 70’i kadınlara yazılıyor. Özellikle 36-50 yaş arası bireylerde kullanım daha yaygın. Büyükşehirlerde kullanım oranlarının yüksek olması ise yaşamın zorluklarıyla açıklanıyor.
Prof. Dr. Şalcıoğlu, “Ruh sağlığı sorunları pandemi, ekonomik kriz, işsizlik, göç ve doğal afetler gibi toplumsal koşullar nedeniyle daha görünür hale geldi. Birçok kişi sadece reçeteye ulaşabiliyor, terapiye değil. Bu da antidepresan kullanımını artırıyor” dedi.
PANDEMİ ETKİSİ VE KENDİ KENDİNE İLAÇ KULLANIMI
Pandemi döneminde antidepresan kullanımındaki artış, kapanmaların yol açtığı yalnızlık, belirsizlik, ekonomik zorluklar ve işsizlik gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor. Kişi başına düşen antidepresan tüketimi sadece iki yıl içinde yaklaşık %25 yükseldi. Ancak psikiyatri reçetelerinde düşüş gözlenmesi, birçok kişinin doktor kontrolü olmadan ilaç kullanmaya yöneldiğini gösteriyor.
TÜRKİYE, AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE GERİDE
Türkiye’de antidepresan kullanımı artıyor olsa da hâlâ birçok Avrupa ülkesinin gerisinde bulunuyor. OECD verilerine göre, İzlanda, Portekiz, İngiltere ve Almanya’da kişi başına düşen kullanım Türkiye’nin 3-4 katı. Ancak bu fark, Türkiye’de toplumun daha sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor; daha çok psikoterapi ve psikiyatrik hizmetlere erişimin sınırlı olduğunu gösteriyor.
ANTİDEPRESANLARIN YANLIŞ KULLANIMI RİSKLİ
Prof. Dr. Şalcıoğlu, antidepresanların yanlış veya gereksiz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirtti:
Biyolojik riskler: Uyku bozuklukları, kilo değişimleri, cinsel işlev sorunları, mide-bağırsak rahatsızlıkları
Toplumsal riskler: Hızlı çözüm kültürü, ruhsal sıkıntıların sosyo-ekonomik nedenlerinin görünmez hale gelmesi
İlaçların doğru tanı, düzenli takip ve gerektiğinde psikoterapi desteğiyle kullanıldığında fayda sağladığını vurgulayan Şalcıoğlu, yalnızca ilaca dayalı çözümlerin kalıcı iyilik hali sağlamayacağını ifade etti.
RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ TERAPİYLE DESTEKLENMELİ
Ruh sağlığını korumak için önleyici ve yapısal çözümler gerektiğini belirten Prof. Dr. Şalcıoğlu, şu önerilerde bulundu:
Okullarda duygusal okuryazarlık eğitimleri
Topluluk temelli sosyal bağları güçlendiren programlar
Ekonomik güvencesizlikle mücadele
Psikoterapi ve bilimsel temelli müdahalelere erişimin artırılması
Bilimsel temelli psikoterapilerin sağlık sistemine entegre edilmesi, ilaç odaklı yaklaşımdan iyileşme odaklı modele geçişin en kritik adımı olarak öne çıkıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
10 EKİM DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ: ANTİDEPRESAN KULLANIMI SON 10 YILDA İKİ KATINA ÇIKTI
10 Ekim, tüm dünyada Ruh Sağlığı Günü olarak anılıyor. Bu gün, bireylerin ruh sağlığına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Pandemi sonrası dönem, ruh sağlığı sorunlarının görünürlüğünü artırırken, antidepresan kullanımında da ciddi bir artış yaşandı.
İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, Türkiye’de antidepresan kullanımının son 10 yılda neredeyse iki katına çıktığını belirterek, bugün her 100 kişiden 6’sının antidepresan kullandığını açıkladı. Prof. Dr. Şalcıoğlu, bu artışın toplumun kolektif olarak yaşadığı zorlanmayı yansıttığını söyledi.
KADINLAR ÖNE ÇIKIYOR
Antidepresan kullanımında kadınlar önde yer alıyor. Reçetelerin yaklaşık yüzde 70’i kadınlara yazılıyor. Özellikle 36-50 yaş arası bireylerde kullanım daha yaygın. Büyükşehirlerde kullanım oranlarının yüksek olması ise yaşamın zorluklarıyla açıklanıyor.
Prof. Dr. Şalcıoğlu, “Ruh sağlığı sorunları pandemi, ekonomik kriz, işsizlik, göç ve doğal afetler gibi toplumsal koşullar nedeniyle daha görünür hale geldi. Birçok kişi sadece reçeteye ulaşabiliyor, terapiye değil. Bu da antidepresan kullanımını artırıyor” dedi.
PANDEMİ ETKİSİ VE KENDİ KENDİNE İLAÇ KULLANIMI
Pandemi döneminde antidepresan kullanımındaki artış, kapanmaların yol açtığı yalnızlık, belirsizlik, ekonomik zorluklar ve işsizlik gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor. Kişi başına düşen antidepresan tüketimi sadece iki yıl içinde yaklaşık %25 yükseldi. Ancak psikiyatri reçetelerinde düşüş gözlenmesi, birçok kişinin doktor kontrolü olmadan ilaç kullanmaya yöneldiğini gösteriyor.
TÜRKİYE, AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE GERİDE
Türkiye’de antidepresan kullanımı artıyor olsa da hâlâ birçok Avrupa ülkesinin gerisinde bulunuyor. OECD verilerine göre, İzlanda, Portekiz, İngiltere ve Almanya’da kişi başına düşen kullanım Türkiye’nin 3-4 katı. Ancak bu fark, Türkiye’de toplumun daha sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor; daha çok psikoterapi ve psikiyatrik hizmetlere erişimin sınırlı olduğunu gösteriyor.
ANTİDEPRESANLARIN YANLIŞ KULLANIMI RİSKLİ
Prof. Dr. Şalcıoğlu, antidepresanların yanlış veya gereksiz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirtti:
Biyolojik riskler: Uyku bozuklukları, kilo değişimleri, cinsel işlev sorunları, mide-bağırsak rahatsızlıkları
Psikolojik riskler: Duygusal dayanıklılığın azalması, ilaca bağımlılık, terapötik müdahalelerin gecikmesi
Toplumsal riskler: Hızlı çözüm kültürü, ruhsal sıkıntıların sosyo-ekonomik nedenlerinin görünmez hale gelmesi
İlaçların doğru tanı, düzenli takip ve gerektiğinde psikoterapi desteğiyle kullanıldığında fayda sağladığını vurgulayan Şalcıoğlu, yalnızca ilaca dayalı çözümlerin kalıcı iyilik hali sağlamayacağını ifade etti.
RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ TERAPİYLE DESTEKLENMELİ
Ruh sağlığını korumak için önleyici ve yapısal çözümler gerektiğini belirten Prof. Dr. Şalcıoğlu, şu önerilerde bulundu:
Okullarda duygusal okuryazarlık eğitimleri
Topluluk temelli sosyal bağları güçlendiren programlar
Ekonomik güvencesizlikle mücadele
Psikoterapi ve bilimsel temelli müdahalelere erişimin artırılması
Bilimsel temelli psikoterapilerin sağlık sistemine entegre edilmesi, ilaç odaklı yaklaşımdan iyileşme odaklı modele geçişin en kritik adımı olarak öne çıkıyor.
Kaynak: Viral Haber
En Çok Okunan Haberler